"Artık dayanamıyorum" dediğimiz o an, aslında çok geç kalmış olduğumuz andır. Tükenmişlik sendromu, fark etmediğimiz küçük belirtilerle başlar ve zamanla hayatımızın her alanına yayılır.
15 yıldır kurumsal psikoloji alanında çalışıyorum ve yüzlerce çalışanla karşılaştım. Her birinin hikayesi farklı olsa da, tükenmişliğe giden yol hep aynı belirtilerle başlıyor. Bugün sizlerle, ofis kapısından içeri giren ve "Artık yapamıyorum" diyen insanların ortak noktalarını paylaşmak istiyorum.
Sabahları Kalkmak Neden Bu Kadar Zor?
Hatırlayın, işe ilk başladığınız günleri. Sabah alarmı çaldığında heyecanla kalkardınız değil mi? Şimdi ise alarm sesini duymak bile midenizi bulandırıyor. Bu, tükenmişliğin ilk habercisi.
Geçen hafta danışanlarımdan biri şöyle demişti: "Eskiden pazartesi sabahlarını iple çekerdim. Şimdi pazar akşamları ağlayarak uyuyorum." Bu cümle, aslında birçoğumuzun içinden geçenleri özetliyor.
Bedenimiz bize mesajlar verir. Sürekli yorgun hissetmek, sekiz saat uyuduğumuz halde dinlenmiş uyanamamak, sık sık hastalanmak... Bunlar sadece fiziksel yorgunluk değil, ruhsal bir çığlık.
İnsanlardan Kaçmaya Başladığınızda
Eskiden severek sohbet ettiğiniz iş arkadaşlarınızdan kaçmaya mı başladınız? Müşteri görüşmelerinde kendinizi rol yaparken mi buluyorsunuz? Bu, tükenmişliğin ikinci aşaması: duyarsızlaşma.
Bir danışanım bunu şöyle anlatmıştı: "Müşteriler konuşurken aslında hiç dinlemiyorum. Sadece başımı sallıyorum. Sanki bir robot gibiyim." İşte bu noktada, insan olma özelliğimizi kaybetmeye başlıyoruz.
Başarısızlık Hissi: Her Şeyi Yanlış Yapıyor Gibiyim
En üretken çalışanlar bile tükenmişlik yaşadığında kendilerini başarısız hissederler. Yaptığınız hiçbir işten tatmin olmamak, sürekli yetersiz hissetmek, "Ben bu işe yaramıyorum" düşüncesi...
Kurumsal dünyada buna "düşük kişisel başarı hissi" diyoruz ama aslında çok daha derinde bir yara bu. Kendimize olan inancımızı kaybettiğimiz an.
Öfke Patlamaları ve Sabırsızlık
Trafikte biri önünüze kırınca küfür mü ediyorsunuz? Evde çocuğunuz su döktüğünde aşırı tepki mi gösteriyorsunuz? Normalde sakin bir insanken, son zamanlarda herkes sizi sinirlendiriyor mu?
Bu öfke aslında kendinize. Tükenmişlik, içimizde biriktirdiğimiz tüm duyguları öfkeye dönüştürür. En yakınlarımız da bu öfkenin hedefi olur ne yazık ki.
Unutkanlık ve Odaklanma Sorunları
Toplantıda ne konuşulduğunu hatırlamıyor musunuz? Bir sayfayı üç kere okuyup hala ne yazdığını anlamıyor musunuz? Sürekli bir şeyleri unutuyor musunuz?
Beynimiz de yorulur. Sürekli stres altında olan bir beyin, en basit işleri bile yapamaz hale gelir. Bu unutkanlık, yaşlılıktan değil, tükenmişlikten kaynaklanır.
Fiziksel Belirtiler: Beden Konuşuyor
Sırt ağrıları, baş ağrıları, mide problemleri... Doktora gidiyorsunuz, "Stresinizi azaltın" diyor. Ama nasıl?
Bedenimiz aslında bize "Dur!" diyor. Dinlemezsek, daha yüksek sesle bağırıyor. Migren, gastrit, egzama... Hepsi bedenin isyan bayrağı.
Sosyal İzolasyon: Yalnızlık Sarmalı
Arkadaş davetlerini reddediyor musunuz? Hafta sonu planı yapmak istemiyorsunuz? Eve gidince sadece yatmak mı istiyorsunuz?
Tükenmişlik bizi yalnızlaştırır. Oysa iyileşmek için en çok ihtiyacımız olan şey, sevdiklerimizle vakit geçirmektir.
Ne Yapmalı? Kendi Deneyimlerimden Öneriler
Yıllardır bu alanda çalışıyorum ve şunu gördüm: Tükenmişlik tedavi edilebilir, ama önce kabul etmek gerekir. "Ben tükenmişlik yaşıyorum" demek, iyileşmenin ilk adımı.
Küçük adımlarla başlayın. Sabah 10 dakika sadece kendinize ayırın. Çay için, sessizce oturun. İş maillerine bakmayın. Bu 10 dakika sizin.
Hayır demeyi öğrenin. Her projeyi üstlenmek zorunda değilsiniz. Sınırlarınızı belirleyin ve koruyun.
Profesyonel destek almaktan korkmayın. Ben her gün onlarca kişiyle konuşuyorum ve hepsi "Keşke daha önce gelseydim" diyor.
En önemlisi, yalnız olmadığınızı bilin. Tükenmişlik, güçsüzlük değil. Çok çalışmanın, çok vermenin sonucu. Ve iyileşmek mümkün.
Kendinize şu soruyu sorun: Son ne zaman gerçekten mutlu hissettiniz? Cevap aylar öncesiyse, belki de harekete geçme zamanı gelmiştir.
Unutmayın, hayat işten ibaret değil. Siz bir makine değil, hisseden, düşünen, seven bir insansınız. Ve her insan gibi, dinlenmeye, sevilmeye, anlaşılmaya hakkınız var.
Yarın sabah uyandığınızda, kendinize bir söz verin: "Bugün kendim için küçük de olsa bir şey yapacağım." Bu, tükenmişlikten çıkışın ilk adımı olabilir.
Dr. Mehmet Can Yılmaz
Klinik Psikolog
15 yıllık deneyimi ile kurumsal psikoloji ve çalışan sağlığı alanlarında uzmanlaşmış, birçok kuruma danışmanlık veren deneyimli psikolog.
Daha Fazla Bilgi Almak İster misiniz?
Kurumsal psikoloji çözümlerimiz hakkında detaylı bilgi için iletişime geçin.
Bize Ulaşınİlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar
Ofiste Nefes Almayı Unuttuğumuz Günler: Stresle Başa Çıkmanın Gerçekçi Yolları
Her gün onlarca çalışanla konuşan bir psikolog olarak, iş stresinin gerçek yüzünü ve pratikte işe yarayan çözümleri anlatıyorum.
Oku